Ülkece yine kana bulandık,midemiz bulandı,gözlerimiz bulanık,aklımız zaten bulanık,ne olur şu yakaza hali yaşamımız bir an önce normale dönse. Bu arada twitter yine karardı,yayın yasak,bilgilenmek yasak,haber dağılımı yasak.Artık her olaydan sonra alıştık. ATATÜRK havalimanında taksiciler havaalanından dışarı 100 TL karşılığından yolcu taşıyormuş,sadece yabancı yolcular olmak kaydıyla. Hangi ara bu kadar TÜRKLÜĞÜMÜZ,MÜSLÜMANLIĞIMIZ İNSANLIĞIMIZdeforme oldu? Yalnız bildiğim bir şey vardı TÜRKİYE'de en güvenilir,en büyük hava limanı ATATÜRK hava limanıydı,zira yolu düşenler iyi bilir,TÜRKİYE'DE yolcu kabulde iç hatlar,dış hatlar geleni ve gideni ayrı olmak suretiyle 4 büyük hat içeren 2 havalimanından biridir.Demekki bilinemeyen bir güvenlik boşluğu var,hem ülkemizde,hemde siyasette, Yazıklar olsun kimin kirli elleri,düşünceleri varsa.Artık demek oluyorki bundan sonra kolluk kuvvetleri kadar vatandaşta kendi güvenliği için tedbir ve donanıma sahip olmalı. Düşünebiliyormusunuz?daha geçtiğimiz hafta komşu ilçe BAYINDIR',öncesinde ise yine komşu ilçe KEMALPAŞAYA güvenlik güçlerine havanlı,roketatarlı saldırılara şahit olduk,bereket can kayıpları yaşamadık,yani tsunami artık içimizde. Bu da demek oluyorki artık maalesef ülkemiz güvenli bir ülke olmaktan çıktı. Halen daha gerçeğe dönüşebileceğine inandığı pembe rüyalar eşliğinde düşünceleri olan varsa.onları onunla başbaşa bırakıyorum,tatlı rüyalar diliyorum. Elbette Ülkeler arası iyi ilişkiler içinde olmamız gerekli,fakat öylesine düşündürücü ve manidar olaylara tanık oluyoruz ki dışarıda barış içeride savaş yaşıyoruz,ister istemez acaba bizdemi ortadoğunun yarı savaş halinde olan tipik bir ülkesi olduk? sorusu aklımıza geliyor.

Ülkemizde bu gibi olaylar münferit olma özelliğini yitirip,sıradan olaylar olmaya başladı,bu durumda her olaya,gidişata çok yönlü düşünmemiz gerektiği kanaatindeyim,siyasilerin düşüncelerine bakarsak herşey süt liman,ÜLKE huzurlar ülkesi.
Sizleri çok küçük bir hikayeyle başbaşa bırakıyorum.
Köyde yaşayan yaşlı bir çift,geçimlerini sadece bir tek ineklerinden elde ettikleri tereyağını bir bakkala satarak sürdürürler,ne köylü,nede bakkal tereyağını tartmazlar,bir gün bakkalın aklına takılır ve tartmaya karar verir,tereyağı bir kilo olması gerekirken,900gr.gelir ertesi gün köylüye sinirlenerek anlatır ve köylüde üzülerek dinler ve hemen açıklamayı yapar.
_Efendim biliyorsunuz biz fakir bir aileyiz,tartımız yok,lakin sizden daha önce aldığım 1 kg.toz şekeri dirhem olarak kullanıyorduk.
Şimdi düşünme sırası artık bakkaldadır.

Peki bizler MİLLET olarak tüccarımızın ne kadar tartıya dikkat ettiğinin farkındamıyız?Ya bize verilen ilk torba eksik veya yanlışsa?
ÜLKEMİZ'İN içinde bulunduğu durum,sanırım yeterince ortada.