Merhaba değerli dostlar. Malumunuz üzere teknoloji, bilişim vb konularda yazmaya çalışıyorum vakit buldukça. Şimdi ise uzun zamandır aklımda toparlamaya çalıştığım fakat vakitsizlikten  yazamadığım bir konuya değinmek istiyorum müsadenizle. Dilim döndüğünce, aslında yaklaşık on senedir kullanılan, yavaş yavaş adını duyuran kripto paralardan bahsetmek isterim. Olabildiğince teknik terimlerden uzak, herkesin anlayabileceği kelimelerle konuyu açıklamaya çalışacağım. Bitcoin ve ya kripto paraları anlatmadan önce aslında para nedir ve nasıl bir tarihi süreçten geçmiştir kısaca bahsetmem gerekir. Çok uzun zaman önce insanoğlunun uyguladığı takas sistemini aslında hemen hepimiz biliyoruz.Ver bulguru, al pirinci, ver tahtayı, al karşılığında iki tane hayvan postu gibi. Gel zaman git zaman bu sistemin adil çalışmadığı kanaatine varılıyor ki. bir süre sonra para niyetiyle kahve çekirdekleri, deniz kabukları, tuz vb gibi maddeler kullanılmaya çalışılıyor.Ancak elinde çuval çuval kahve çekirdeği olan zengin biri bir kemirgenin sistemi hacklemesi ile bir gecede fakirleşebilmekte, ya da uzak diyarlardan deve yüküyle getirilen deniz kabukları, deniz kabuğunun para niyetiyle kullanıldığı bir ekonomiyi belkemiğinden çökertebiliyormuş. Neyse gel zaman git zaman bu işin böyle süremeyeceğini anlayan insanoğlu bu maddenin nadir, veya kıymetli metallerle olması gerektiğine hüküm vermiş. İşte o hepimizin Lidyalılar dediğimiz filmin başı da tam olarak burası. Pirinçti, bakırdı, gümüş tü derken altın paralara demir atmış uygarlık. Bu seçim güzel olmuş. Zira hem nadir bulunuyor, hem değerli, hem de taklidi bir yerde mümkünatsız. Bu kıymetli metalin evlerde tutulmasının verdiği riskler söz konusu iken ortaya bir müteşebbis çıkmış banka diye bir şeyi icat etmiş. “Arkadaş paranızı evde tutup hırsızlara yem olmayın” sloganıyla ahaliye parasını güvenli bir yer olan bankada tutma güzelliğini sunmuş. Tabi bir meblağ karşılığında ! Artık paranız güvende derken büyük ticaretlerde kullanılan çuvalla altın, değerli metal güvenlik riskleri, nakliye sıkıntıları, ve benzeri nedenlere sebep olmaya başlamış. Hesaptan para çekmeye at arabasıyla gidip, mal almaya giderken yolda haramilere soyulmanız hoş bir durum olmasa gerek! Ve yine bizim müteşebbis bankacı demiş ki” sayın müşteri siz çuvalla altını, gümüşü taşıyıp götüreceğinize, ben size bay/bayan X in biz Y bankasında şu kadar altın,gümüş akçesi vardır diye bir kağıt imzalayıp vereyim, sizde ticaretinizi bununla yapınız” demiş… Müşterinin elindeki o kağıt parçası ticaretlerde kullanılmaya başlamış. Tahmin edin nedir bu? Doğru bildiniz. Banknot, yani “bankanın notu” ! Ve kağıt paranın doğuşu da bu şekilde olmuştur. Bunu kötüye kullanan bir takım banka sahipleri ise ellerinde karşılığı altın-değerli para olmadığı halde varmış gibi banknotlar piyasaya sürerek ilk “üç kağıdı” da gerçekleştirirler tarihi süreç içerisinde. Ve zamanda bir atlama yapacak olursak 1940 lara kadar kasanda altın olmadan para basamazsın kuralını işletmiş devletler. Yani rezerv olmadan banknotta olmayacaktır. Taaki Amerika Birleşik Devletleri’nin ikinci dünya savaşı sonrasında kendi para birimi olan Amerikan Dolarını rezerv kabul ettirene kadar. Şu an ki mevcut ekonomik düzende Amerikan Doları tıpkı altın gibi bir rezerv muamelesi görmekte ve kasanda altın olmasa da dolar kafi gelmektedir. Bununla birlikte, her canı istediğinde A.B.D.’nin dolar basması dünya ekonomisini derinden sarsmaktadır. Nihayetinde sermayesi kağıt ve mürekkep, yani hemen hemen sıfır maliyete sahiptir dolar.İşte yaklaşık bundan 10 yıl kadar önce A.B.D.’de patlak veren mortgage krizi sonrasından “wall street’i işgal et!” eylemleri sırasında belli ki bu durumdan sıkılan kimliği hala bilinmeyen Satoshi Nakamoto takma adlı kişi ya da kişiler (P2P) yani kişiden kişiye ödeme yapabilmeyi sağlayan bir sistem, bir para birimi geliştirirler. İşte ilk kripto para olan Bitcoin de böylece doğmuş olur.

BITCOIN Nedir ?

Kısa ve öz cümlelerle anlatacak olursam tasarımındaki yapı gereği tüm dünyada tam olarak 21 milyon adet üretilecektir.(Şu an bu sayı 17 milyon dolaylarındadır) Blok zincir teknoljisi kullanmakta ve hemen hemen sisteminin hacklenmesi imkansızdır. Dünyada milyonlarca hatta milyarlarca bilgisayar tarafından üretimi yapılmakta bir yandan da kimin kime ne kadar bitcoin yolladığı, yani harcama yapıldığının kayıtları tutulmaktadır. On dakikada bir bulunan bu bloklar arşivlenerek artık değiştirilmesi imkansız şekilde dijital raflara kaldırılmaktadır. Az önce de bahsettiğim gibi sistemin hacklenmesi imkansız seviyesindedir. Zira Bitcoin ağındaki milyonlarca bilgisayara aynı anda bir saldırı gerçekleşmesi ve bunun on dakikadan kısa sürede neticelendirilmesi gerekmektedir. Oldu ya tüm bilgisayarlardaki kayıtlar kötü niyetli  kişiler tarafından değiştirildi ama bu ağda hacklenemeyen tek bir bilgisayar kaldı. Diğer milyonlarca bilgisayarın kayıtları bu bilgisayarın kayıtlarına uymak zorundadır. Toplayacak olursam yaklaşık on yıldır bir saniye bile kapanmayan bu sistemde henüz bu tarz istenmeyen bir durum kayda geçmemiştir. SHA-256 Şifreleme algoritması kullanır. Ki bu şifrelemedeki dosyaların çözümlenmesi ve tasnifi için çok güçlü milyonlarca bilgisayar çalışır. Bu işleme ise kripto para madenciliği denmektedir. Madencilik sonucunda ise sistemdeki bilgisayarların sahiplerine çalışmalarının karşılığı olarak sundukları katkıyla doğru orantılı ödemeler yapılır. Sayfalarca yazılabilecek bu konuyu da bu şekilde özetleyip burada bırakmak istiyorum.

Şimdi sizlere bankaların KRS (Kısmi Rezerv Sistemi) ile aslında olmayan bir parayı nasıl ürettiklerini ve bu döngüyle gerçekte olmayan bir parayı en az on katına çıkararak ekonomiye ne şekilde yön verdiklerini araştırmanızı öneririm. Dünyada itibar para olarak sınıflanan paraların lideri konumundaki Amerikan Doları’nın basılı haldeki karşılığı bile %5 ler seviyesindedir. Ve dolaşımdaki hali 830 trilyon dolar dolaylarındadır. Buna rağmen ihtiyaç duydukça bastıkları reel dolar bile her on yılda bir dünya ekonomisini, özellikle gelişmekte olan ülkeleri kötü bir açmaza sokmaktadır. Bu er geç sona erecek bir sistemdir. Dolar sanal paranın ta kendisi olduğu halde sürekli olarak “sanal para” diye aşağılanan, kötülenen kripto para Bitcoin ve türevlerinin bu sonu getireceği şüphesiz bir gerçektir. Zira her ne kadar ülkemizde geri planda kalsa da Dünya Ekonomi Forumları’nda ya da G20 toplantılarında bu konular ciddi anlamda konuşulmakta, tartışılmakta, düzenlemeye tabi tutulmaya çalışılmaktadır. Çünkü neredeyse insanlık tarihi kadar eski bu parasal sistemde değişim yaklaşmaktadır. Bitcoin bu barajda ilk çatlağı açmıştır.

Otoriteler Bitcoin ve kripto paraların bir para cinsi mi ya da emtia mı olduğunu tartışadursun Bitcoin ve kripto paralar reddedilemeyek şekilde gerçektir. Özellikle son zamanlarda karşılaştığım ve “dokunamayacağın para gerçek değildir” argümanına sarılan arkadaş, eş dostlarıma sorduğum tek soru oluyor. Maaşını 3-5 bin lira nakit olarak bankadan ne zaman çektin? Ve kısa bir duraklamanın ardından “hatırlamıyorum” cevabını alıyorum. !! Evet hatırlamıyor. Çünkü işyerinden hesabına aktarılan para niteliğindeki dijital rakamlar, kredi kartı denilen plastiğin içindeki harcamaların karşılığı olarak geçiyor. Ya da bankanın sistemi aracılığıyla ev kirası, alışveriş gibi ödemelere aktarılıyor. Yani özetle dijital para zaten şu an kullandığımız ve hayatımızda olan bir durum. Her yeni teknoloji gibi elbetteki bu sistemde de kötüye kullanımlar, can sıkıcı bazı durumlar söz konusudur. Bitcoin yasadışı ürün alımında kullanılıyormuş, kabul! Ancak Dolar, Türk Lirası, ya da Euro ile de aynı şeyler yapılamıyor mu ? Elbetteki yapılabilir. Ama bu onları bu anlamda kötü yapmaz. İnternetin ilk çıktığı yılları düşünün. 56K modemlerle cırıltı ve zırıltıların arasında inanılmaz yavaş şekilde dünyanın diğer ucuna bağlanıyorduk. Şimdi cep telefonlarımızın kağıt inceliğinde saniyeler içinde HD kalitede videolar izliyoruz, alışverişimizi inanılmaz bir sıradanlıkla internet aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Ya da kredi kartlarını. Manuel bir makine ile slibe otokopi çıkararak birkaç özel işyerinde kullanıyor, işyerinin de o sliple bankadan para alması sağlanıyordu. Şimdi VISA kart platformunda bu işlem saniyede 2bin işlem dolaylarında ve tamamen dijital olarak gerçekleşiyor. (Hali hazırda bazı kripto paralar bu sayıyı geride bırakmış durumda ama o konuya girmiyorum)

İnternet hayatımızda olmadan önce örneğin japonya’dan bir döküman getirtmeniz gerekiyor. Bunun için sayfaların çıktılarını uluslararası kargo şirketlerine küçük bir servet ödeyerek haftalarca beklemeniz gerekiyordu. Bu işlem şimdi nasıl? Yapmanız gereken tek şey bir mail adresi alarak karşı tarafa bildirmek. Hepsi bu! Beklemek yok. Ekstra ödeme yapmak yok !

Benzer hantal durum bir A.B.D. icadı olan swift sistemini de geçerlidir. Yurtdışından gelecek para için 2-3 gün beklediğimi ve hatırı sayılır komisyon ödediğimi bilirim. Gelecek geldi. İçinde yaşıyoruz. Sosyal hayat, sağlık, alışveriş alışkanlıkları, otomobillerimizdeki sistemler, uçaklar, giysilerimiz, kullandığımız elektronik cihazlar vs. Ama ne hikmetse parasal sistem bir kaç kişi, kuruluşun, devletin elinde ve bin yıllık hantal, adaletsiz yapıda! Kripto para, blokzincir teknolojisini dilim döndüğünce anlatmaya, çeşitli örneklerle somutlaştırmaya çalıştım. Araştırmanızı, anlamanızı, anlatmanızı sağlayabilirsem ne mutlu bana. En derin saygılarımla !...