Gerek kendi aracımla, gerek ambulans ile ilçe trafiğine çıkmak beni her geçen gün daha da tedirginleştiriyor. Bir bilgisayar oyununu andıran ilçe trafiği maalesef önüne geçilemez bir hal almış durumda. Bu durumu üç örnekle anlatmak istiyorum.

 

 

    Özellikle Gümüşpala Caddesi’ne ambulansla acil bir duruma yetişmek için girmişsek, bizi bekleyen hastanın vay haline. O esnafların sabahtan akşama kadar cadde üzerinde tutarsızca park ettikleri arabalar yok mu! Onlar yüzünden Gümüşpala Caddesi’nde önümüzden kağnı gibi giden traktörün bize yol vermesi bir mucizeye kalıyor. Bu caddenin keşmekeşliğine kask kullanımı konusunda başarı sağlayan ilçe emniyetinin ivedilikle el atması gerekiyor.

 

 

    Bir  diğer konu, başta 55 yaş üstü sürücüler olmak üzere, trafikte kendinden başka hiçbir sürücünün olmadığına inanan, önünde arkasında hiçbir araç veya yayanın hakkı olmadığına kanaat etmiş, sinyal vermek, kendi yolundan gitmek gibi kavramlardan uzak olan, kendisini uyarmak istediğinizde de içindeki canavarı ortaya çıkaran o masum sürücüler. Onlardan çok rica ediyorum. Aracınızın dikiz aynasına ve her iki yanında bulunan aynalarınıza ara sıra bakın. Belki arkanızdan sizin evinize giden birambulans geliyordur.

 

 

  Son konuysa şehir içi minibüsleri. Genelleme yapmak doğru olmaz, belki bir kaçıdır ama bu sürücü arkadaşlar kuralları çok çiğniyor. Cumhuriyet Meydanı’nın orta şeridinde bir anda durabiliyorlar. Sağa yanaşıp yolcu almak için sağ sinyal vermeye lüzum görmüyorlar. Geçen gün Gümüşpala Caddesi’ne ambulansla minibüs aynı anda girecek olduk. Sürücü arkadaş camdan elini çıkartıp bize dur işareti yaptı ve caddeye önce kendisi girdi. Biz de şaşırdık. Allahtan gittiğimiz hastanın durumu iyiydi.

 

 

   Yani değerli okurlar trafikte sorumlu ve duyarlı olmak zorundayız. Biraz dikkat, biraz anlayış ve biraz nezaket sanırım bu sorunu çözecek. Tabii otopark gibi ciddi bir konunun da çözülmesi gerekiyor. Yaşanılası bu güzel ilçe hepimizin. Hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Sağlıcakla kalın. Saygılarımla.