28 Şubat pazar günü temayülün yapıldığı alana gidip aday adaylarımızın heyecanlarını yakından görmek istedim.
Alana yaklaştığımızda bir bayram havasının bizleri karşıladığına şahid olduk. Daha girişte aday adaylarının tanıtım broşürleri kartvizitleri sunuldu. İlerledikçe kapalı bir alana kurulmuş lokma, çay ve kahve servisleri de aday adaylarımızın incelik sahibi olduklarını gösterdi. Davul ve zurnalar eşliğinde çekilen halaylar ve söylenen türküler düğün alayını anımsatıyordu. 

          Aday adaylarının ruh halleri bir başkaydı. Kimisi heyecanını bastırmaya çalışırken, kimisi kendini serbest bırakmıştı. Ama hepsinin üzerinde günlerdir koşturmanın verdiği hafif bir yorgunluk ortak noktalarıydı. Bazı aday adaylarını alanda göremesek de genel itibari ile hoş ve huzurlu bir temâyül oldu. Buraya kadar her şeyin normal göründüğü, işin asıl zorluğu adaylıkların belirlendiği süreçten sonra başlayacak. Kolay değil MİLLETİN VEKİLİ olacak. MİLLETİ temsil edecek. MİLLETİN sorunlarına çözüm arayacak. Kısacası MİLLETİ sırtına alıp taşıyacak gönüllüler seçilecek.
            Eğri oturup doğru konuşalım. Siyasetin doğasında var. Maalesef yukarıda saydığım bilinçle yola çıkanlar azınlıkta. Bu sadece Ak parti için geçerli değil. Örneğin aday adaylarından başlayalım;
            Kesinlikle aday olmayacağını bildiği halde “ihale aday adayları” var.
           “Kartvizit aday adayları” var. 
            “İsim aday adayları” var.
            “ Dokunulmazlıktan faydalanmak isteyen aday adayları” var. 

            Bir de ideolojik olarak kendini kamufle etmiş olan aday adayları. Ne yalan söyleyeyim ben gece gündüz böyle olanların kazanmaması, fark edilmesi, ifşa olmaları için dua ediyorum. Yoksa kolay değil MİLLETİN sorumluluğunu üstlenmek bir anlık olan nefesimizi kaybettikten sonra altından kalkamayacağımız hesaplara karışmak. Bu sorumluluğu almak elbette akıllı başlı insanların işidir ve bu niyet bu bilinçle yola çıkmışların bahtları açık olsun verilen destekler helali hoş olsun.
           Doğruyu konuşanların sevilmediği bir toplumda net konuşmak biraz zor olsa da gerçekten kaçmanın anlamsız olduğunu da ayrıca ifade etmek isterim.. Demem o ki birileri kendilerine çuvaldız batıranı sevmeyecek diye iğneyi saklayacak değiliz. 
           Biz siyasetin de yazarlığın da ahlaklısı olanı seçtik ve hangi konumda olursak olalım milletimizin, devletimizin menfaatlerini düşünmek için bilinçlendik..
           Son olarak kendi fikrimce şunu belirtmek isterim ki meclis de büyük çoğunluğunun eğitimci ve bayanlardan olmasını görmek isteriz. Psikolog, sosyolog her alanda eğitmenlerin, mühendislerin şair ve yazarların olduğu, iş adamlarının neredeyse hiç olmasını istemediğim ve yine asaleti temiz ve masum, paraya pula bulaşmamış kendi halinde ama toplum insanı, halkın içinden vekillerin olduğu bir meclis görmek isterim, ümit ederim.


BU KÖŞE YAZISI YORUMA KAPALIDIR!
(Yapılan olumlu ya da olumsuz hiçbir yorum yayınlanmayacaktır!)