İnsanların sevgi ve dayanışma ile huzur içinde yaşadıkları bir dünya hayal ediyorum. Fakat insanlığa bir hayli uzak! İzlenimlerim dolayısıyla, insanların bir arada mutlu bir şekilde yaşadıkları konusunda karamsarım. Herkes için geçerli olmayabilir ama; günümüz toplumunda insanların eskiye oranla ahlak ve görgü kuralları çerçevesinden iyiden iyiye uzaklaştığını düşünüyorum. İnsanların birbirlerini iyi davranıp sevgiyle dayanışma içinde yaşadıkları bir dünya, insanlığa çok uzak değil aslında. Kendine göre farklı dünyalar yaratan insanoğlu istese o dünyanın içine küçücük de olsa mutlulukları da sığdırabilir. Dünyayı mutlu şekilde yaşanılabilir kılan sevgi, saygı ve dayanışma olduğu için, bir topluluğu oluşturan insanlar öncelikle dayanışma içerisinde yaşadıklarında ardından da diğerleri de sırasıyla gelecektir.


İnsanların birbirlerini sevip sayarak, yardımlaşarak, dayanışma içinde mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşadıklarını düşünelim. Ne iyi olurdu değil mi? Fakat düşünmekten öteye gidemeyip, eylemsel faaliyetlerde bulunmadığımızdan dolayı insanlar bu duygulardan git gide uzaklaştı. Uzak şeyler değil aslında! Ama düşünen, öldürme gücüyle iğrentilere yönelen ve bunlarla övünen insanlığa çok uzak! Canlılar doğası gereği toplu halde yaşayan varlıklardır, aynı zamanda insanlar da yardımlaşmanın ve dayanışmanın gereği olarak birlikte yaşamak zorundadırlar. İnsan olanlar sadece! İnsan sıfatına koymak zorunda kaldığımız diğer canlılar ise toplumu kaosa sürüklemekten başka hiçbir işe yaramazlar. Kaosun ta kendileridir onlar! (…)
Mutlu olmak uğruna karanlıkta tek başına yol almak mı yoksa el ele etrafa ışık saçarak mutluluğu birlikte aramak mı? Hangisini seçerdiniz?

Tabi ki birlik ve beraberlik, çünkü insanlar düşünce ve ortak çıkarlardan dolayı birbirlerine karşılıklı olarak bağlıdırlar. İyiliği, dostluğu, sevgiyi ve güzelliği kuşaktan kuşağa aktarmak yerine bir köşede paslanmaya terk etmemeliyiz. Ancak; karmaşıklaşan toplum yapısıyla birlikte bireyselleşen bireyin öncelikle kendini düşünmesinden midir bilmiyorum ama iyilikten çok kötülüğü yeğliyoruz artık. Bu kesin! Kabullenmesek de bilinçaltımız ve güdülerimiz bizi hep başkaları hakkında düşünmeye sürüklüyor, yani başkaları hakkında tanımadan veya fikir sahibi olmadan yorum yapmak ya da olumsuz düşünmek, bu gibi şeyler insanı insan olmanın temel şartlarından uzaklaştırıyor. İnsanlardan da uzaklaştırıyor. Başkalarının hatalarını gün yüzüne çıkarma, yerme, aşağılama ve küçük görme konusunda daha çok popüleriz. Başkaları hakkında çıkarımda bulunduğumuz kadar biraz da empati kurarak kendi doğru bildiğimiz tutumlarımız hakkında da düşünebilsek, insanları daha iyi anlayabileceğiz aslında.  

Yaşamımızda kişisel çıkarlarımız, iyi yaşamamıza yardımcı olacak dayanışma ve ortak yaşama unsurlarından daha değerli değildir. Bundan dolayı yaşamımızda sevgiyi, insanlarla iyi ilişkiler kurmayı daima ön planda tutup, sağlıklı güven ilişkileri kurmalıyız. Oysaki bugün asıl ihtiyacımız olan şeyler bunlardır. İnsanlar mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebilmek için birlikte dayanışma içerisinde hayatlarını sürmek zorundadırlar çünkü toplumun ahenk ve huzur içinde birliğini ve beraberliğini sürdürebilmesi için önemlidir. 
 Mevlana’nın dediği gibi; “bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez!”
Birlik beraberlik içinde mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum!