19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI
DÜNYANIN TÜM GENÇLERİ ! YENİ KURULACAK  BİR  ÜLKE VAR GELİN !

Gençler için altın fırsatlar ülkesi oluşturmak gerek.  Dünyanın her yerinden milyarlarca genç böyle ülkede yaşayamadıkları, büyük nimetlerden ve altın fırsatlardan yararlanamadıkları için adeta isyan edeceklerdir. 
Peki ne olmalı ne olacak böyle  ülke’de de bu gençler böylesine imrenerek bakıyor ?
Siz yeter ki genç olun ve girişimci bir ruhunuz olsun. Kapılar sonuna kadar açılır size böyle ülke’de. 
Örneğin genç bir girişimci olarak değerli taş ve mücevher işine girdiniz diyelim. Bir de bakarsınız ki elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, inci, safir gibi değerli taşların satışında uygulanan bazı vergiler( var olan ) birden kaldırılır. 
Ya da diyelim ki özgür ruhlu bir gençsiniz. Toprak, dağ, taş sıkıyor sizi. Sığamıyorsunuz karalara. Mavi denizlere açılmak, buralardan kaçmak istiyorsunuz. İşte o zaman da gemi sahipleri size gemi satmak, bankalar size çok düşük faizli kredi vermek, fabrikalar mallarını sizin gemilerinizle taşımak için yarışıyor. Yani bir anlamda biz gençlerimizi zorla armatör yapıyoruz, gençlerimizi neredeyse dayakla zengin ediyoruz.
Kimi gençlerimiz de var ki onlar ülkesinin insanının karnını doyurmak için çaba sarf ediyorlar. Koca koca kek fabrikaları kurulacak. Yeter ki milletin karnı doysun. Hatta bu naif millet yumurta kırarken yorulmasın diye “likit ve pastörize yumurta” üretmeyi akıl eden, kendini bu kutlu davaya adayan gençlerimiz bile var. Eee böyle gençler desteklenmez mi? Böyle gençler için yumurtanın ek vergi’si düşürülmez mi? Hatta bu vergi kararnamesine parantez içinde özellikle "likit ve pastörize olanlar dahil" ibaresi eklenmez mi? Başka hangi ülke gençlerini böyle destekler?  Hatta bu gençler mısır ithal edecek olsun; o anda, gecenin yarısıymış, ermiş geçmiş demeden hemen mısırın gümrük vergisi yüzd4si, indirilir ve  iner. Gençlerimiz yeter ki iyi niyetli olsun, yeter ki ülke yararına bir iş yapacak olsun.
               Böyle bir ülkede Askerlik de zorunlu değildir olmasın bu ülkede. Aslında zorunludur; ama sadece kâğıt üzerinde zorunludur. İstemeyeni, kimse zorla askere götürmez, götüremez. Ya kahraman doktorlar kol kanat gerer ( çürük raporu verir ) bu gençlere ya da yardımsever bankalar kredi açarlar.
                Demiştim ya dünyanın birçok yerinde gençler, Böyle bir ülkenin genci olamadıkları için hayıflanırlar. Nerede bu ülke diye araştırmaya giderler. Baskıdan, zulümden kurtulup da ülke’ye ulaşabilen yabancı gençler burada çok büyük bir işadamı olabilir, ünlü kadınlarla evlenebilir, büyük paralar kazanabilir. Bu gençlerin; öyle kötü, ipsiz sapsız adamlarla arkadaş olması da yine devlet tarafından engellenir. İşadamlarının, devlet adamlarının çocukları, gurbette sıla özlemi çeken bu gençlerle arkadaşlık eder. Eğer bu gençler, gençliğin verdiği “delikanlı” heyecanlarla birkaç küçük hata yaparlarsa da babacan hakimler, Türk aktörü Hulusi Kentmen gibi devreye girip bu gençleri bataktan kurtarır. Ceplerine de birkaç (milyon) dolar , euro  sıkıştırıp gönderiverirler. Amannnnn, gençlikte hangimiz hata yapmadık ki…
Bu ülkede bir genç elindeki üç beş euro dolar parayı heba etmemek için, har vurup harman savurmamak için gider bir yerlerden biraz arazi alır. Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerlerden; mesela Falanca mahalle fistanca mevkii  000 ada  1111 parselde ki mahalinden.  
Bunu duyan devlet durur mu? Bunu duyan devlet, gencinin o üç beş euro , dolar heba olmasına göz yumar mı? Hemen o arazi, -yönetici  kararıyla-  bakanlar kuruluna  gerek bile duymadan Bilmem ne  Endüstri Bölgesi ilan edilir. Gencimizin parası %100 artar.
Haa bir de başka ülkeler vardır. Yaşanmaz oralarda. Gençlere yaşam hakkı tanınmaz. 
Yarış atı gibi koşturulursun. Okuldan dershaneye, dershaneden özel derse, oradan evde ders çalışmaya. En yakın arkadaşınla (gençlerin deyişiyle Kanka’nla) yarıştırılırsın. Sonra? İstediğin okulda okuyamazsın. Okusan da istediğin işi yapamazsın. Ne biçim ülkeler var değil mi? 
Eğer 8.000$ - 10.000$ arası bir paran yoksa zorla askere götürürler seni.
                     İşçi olursun o ülkelerde mesela. 3 dolar paraya çalışırsın, 3 günde de ölürsün. İşçiliğin “FITRAT”ını yaşarsın. Çok da söylenirsen “ananı da alıp gitmen” konusunda telkinlerde bulunulur mu bulunulmaz mı bilinmezde  . 
                     Bazı ülkelerde sürekli bir kuşak çatışması vardır. Yaptığın işi kimse beğenmez; çünkü sen gençsindir. Sana eğitim vermezler, kişilik vermezler, kendin olmana izin vermezler, yetki vermezler; ama sorumluluk verirler… ve yaptığın hiçbir işi beğenmezler. Seni hep eleştirirler. Zordur bu tür ülkelerde genç olmak. Kurulacak ülkede çatışmaya gerek olmayacak . 
                     Gençlik Bakanlığı vardır o ülkelerde; ama bu bakanlar nedense hiç genç değildir. Yine bayramları vardır bu gençlerin ;  ama kutlanmayan bayramlar... Adı olacak ama uygulanmayacak . 
                    O ülkelerde nüfusun çoğunluğu gençtir. Ama o ülkelerin anayasalarına bakıldığında, koskoca anayasada gençlerle ilgili sadece 1 (bir, one, uno, ein, un) evet sadece 1 adet madde vardır. Bu ülkelerde gençler; yasaların koruması altında değildir yani. Ama bu ülkede yukarıda da bahsettiğimiz üzere doktorlar, meclis, işadamları, devlet adamları herkes ama herkes gençleri korur, kollar, sever, destekler. 
                    O ülkelerin gençleri uyuşturucu batağında, bonzai cehenneminde debelenmektedir. Çünkü o ülkelerde uyuşturucu baronları -kim oldukları bilindiği halde- engellenmez. Sadece arada bir küçük sokak satıcıları ya da ünlü şarkıcılar ibret-i âlem için yakalanır. Allah’tan bizde böyle şeyler olmuyor. 
                    Neyse lafı çok fazla uzatmayalım. Gördüğünüz gibi nasıl ülkeler var dünyada. 
Kurulacak ülkede  sürekli adalet konuşulmayacak çünkü yok olacak . Katiller bulunmayacak , hırsızlar yakalanmayacak , davalar sonuçlanmayacak uzayıp da uzayacak , kendi işyerine  giremeyeceksin.
                      Ama  Bizim ülkemizde Türkiye Cumhuriyetimizde Tevfik Fikret’in Haluklarına, Mehmet Akif’in Asımlarına, Ümit Yaşar’ın Vedatlarına… Mustafa Kemal’in gençlerine binlerce selam olsun!
Müsterih olun, ümitvâr olun! “Güzel günler göreceğiz çocuklar!” . Gelecekten ümidimizi kırmayalım.
Bayramınız, 19 Mayıs’ınız kutlu olsun! 
Büyük Türk şairi Tevfik Fikret’in, gençlere seslendiği bir şiiriyle bitirmek istiyorum yazımı. Nice 19 Mayıs’lara…
Büyük Türk şairi Tevfik Fikret’in, gençlere seslendiği bir şiiriyle bitirmek istiyorum yazımı.
SABAH OLURSA
Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Haluk, 
Eğer bu memleketin sislenen alın yazısı 
Dirençli, dinç bir elin güçlü, canlılık verici 
Dokunmasındaki titremle silkinip, şu donuk, 
Şu paslanan yüzü halkın biraz gülerse... - O gün 
Ben ölmemiş bile olsam, hayata pek ölgün, 
Pek az ilişkim olur kuşkusuz; - o gün benden 
Ümidi kes; beni kötürüm ve boş muhitimde 
Bütün acımla unut; çünkü kör, topal, tükenik 
Bakışlarım seni geçmişte görmek ister; sen 
Bütün etin, kemiğin, kimliğinle yarısın: 
Ve şarkılar gibi hep hep kulaklarımda sesin... 
Evet, sabah olacaktır, sabah olursa, geceler 
Geçer, kıyamete dek sürmez; en sonunda bu gök 
Bu mavi gök size bir gün acır; usanma sakın. 
Hayata neş'e güneştir, usanç içinde kişi 
Çürür bizim gibi... Siz, ey yarın uzaylıların 
Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın! 
Tükenmez özlemi vardır ufukların ışığa, 
Işık, ışık... Bugünün işte ruhu, özlemi bu; 
Silin bulutları, silkin o korku gölgesini, 
Koşun ışıklar içinden o kutlu kurtuluşa. 
Ümidimiz bu; ölürsek de biz, yaşar mutlak 
Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak! 
Tevfik Fikret

Günümüz Türkçesine Aktaran: Ahmet Muhip Dıranas
 Ve ATATÜRK Diyor ki ; Siz Gençler için.
 "Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz... benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." 
(Mustafa Kemal ATATÜRK)
Süleyman ÖVÜL -Abalı Zeybek EFE